T.C.
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM FAKÜLTESİ
PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI
ÜNİTE PLANI
SENARYONUN TEMEL ÖGELERİ
HAZIRLAYAN
ALİ OSMAN ÖZIŞIK
DANIŞMAN
DOÇ.DR. RASİM BAŞAK
BURSA,2018
Ünitenin Adı : Senaryonun Temel ÖgeleriHAZIRLAYAN
ALİ OSMAN ÖZIŞIK
DANIŞMAN
DOÇ.DR. RASİM BAŞAK
BURSA,2018
ÜNİTE PLANI
İçerik : Senaryo yazımı ile ilgili temel bilgiler.
Sınıf : 12. Sınıf
Süre : 24 ders saati
Ön Koşul : Yok.
Hedefler : 1- Senaryonun ve senaryo yazarının temel özelliklerini öğrenmek.
2- Senaryonun kavramını, senaryonun evrelerini ve senaryonun bölümlerini analiz etmek.
3- Senaryonun temel ögelerini incelemek.
4- İyi bir senaryo yazarı olabilmenin koşullarını incelemek.
5- Senaryonun kullanım alanları ve farklı türde senaryoların özelliklerini karşılaştırmak.
Kazanımlar : 1-Senaryo kavramını, senaryonun evrelerini ve senaryonun bölümlerini analiz eder.
2- İyi bir senaryo yazarı olmanın koşullarını inceler.
3- Senaryonun kullanım alanları ile farklı türde senaryoların özelliklerini karşılaştırabilir.
Amaç ve Gerekçe : Gerekli ortam sağlandığında, senaryonun ve senaryo yazarının temel özelliklerini analiz etmek.
Araç ve Gereç : Bilgisayar ve projeksiyon cihazı bulunan tam donanımlı atölye vs. ortamı.
Kaynak yayınlar, DVD filmler, örnek programlar, film fragmanları,bilgisayar ve donanımı vs. sağlanmalıdır.
Diğer Alanlarla İlişkisi ve nedenleri : Tiyatroyla ilişkilidir. Çünkü Türk sinemasının özellikle ilk
dönemlerinde sinemaya tiyatrodan oyuncular dahil olmuştur. Bu bağlamda değerlendirilmesi gerekmektedir.
SENARYO DERS PLANI
Ad
Soyad
Sınıf
Numara
ÖN TEST
Soru 1: Sinopsis nedir?
Soru 2: Tretman nedir?
SENARYO NEDİR?
Yapım süreci içinde yazılı bir metni olmayan bir film çekmek pek mümkün değildir.
Bu yüzden film çekimleri bir senaryo dâhilinde gerçekleştirilir. En basit tanımıyla senaryo,
kelimelerle resim yaratma sanatıdır diyebiliriz. Daha kapsamlı bir senaryo tanımı yapacak
olursak; belli bir teknik ve yeteneğe dayanan, sinema sanatı kurallarını ve çağın tekniğini
dikkate alan, ilk satırından son satırına dek sinema ve televizyona uygun olarak hazırlanan
metindir, diye tanımlayabiliriz. Diğer bir tanımlamaysa senaryoyu, görüntü ve sese
dönüşecek bir düşüncenin, bir olayın yazıya dökülmüş hâlidir, diye anlatır.
Kendine özgü bir yazım tekniği olan senaryo dediğimiz metin, iki yönlü bir çalışmayı
kapsar. Birinci yönünde, sinemanın kuralları ve koşulları dikkate alınarak doğaçlama olarak
ya da başka sanat dallarından uygulanarak, ele alınan konudan dramatik yapı kurulur. Bu
yapı içinde düşünceler, entrikalar verilerek bir olay anlatılır, olayı yaratan kişiler arasında
ilişkiler düzenlenir ve olay bir sonuca ulaştırılır. Senaryo ikinci yönüyle teknik bir
çalışmadır: Görüntü, ses ve sahneleme yöntemleri gibi ögelerin ayrıntılarını kapsayan; kısaca
yapımın içeriğini, biçimini, önemli bilgilerini kapsayacak şekilde düzenlenmesidir. Senaryo
yazımında kullanılan bazı kurallar, öncelikle senaryonun bu şekil yanıyla ilgili olanlardır.
Senaryo yazımı araştırma, gözlem, genel kültür, yaratıcı hayal gücü ve yazma yeteneğiyle
doğrudan ilgili bir olaydır. Kişilerin özelliklerinin farklı olması nedeniyle bu konuda başarı
için kesin bir formül vermek mümkün değildir. Bu konuda söylenebilecek en gerçekci söz,
senaryonun nasıl yazılacağı biçim olarak öğrenilebilir; ancak yaratıcı çalışma zamanla olur.
Senaryo- Edebiyat İlişkisi
Sinema dramaturjisi kavramlarını, dolayısıyla terminolojisini büyük ölçüde
edebiyattan almış, deyim yerindeyse transfer etmiş bulunmaktadır. Doğal olarak edebiyat
alanında kendini yetiştirmemiş bir kişinin aydın, başarılı ve üretken bir senarist olması
imkânsızdır. Önce edebi eserler ve edebî bilgilerle üretkenliği sağlayacak donanım
oluşturulmalıdır. Bu üretme gücünü sağlayan donanım, sinema kurallarınında öğrenilmesiyle
senaryo alanında sistemli ve başarılı bir üretimi beraberinde getirecektir. Edebiyatı temelinde
epik, lirik ve dramatik olmak üzere üç ayrı türe ayırmak artık gelenek hâline gelmiştir.
Bunların yanısıra edebiyatın bu üç türü arasında, birbiriyle kaynaşarak sinema dramaturjisi
alanında yeni oluşumlar meydana gelerek karşılıklı geçişlerde bulunmaktadır.
Görsel 1: Edebi eserler sinema ve televizyon dünyasına ilham vermişlerdir.
Senaryonun Tarihçesi
Sessiz Sinema Döneminde Senaryo
Günümüzde yalnızca insan sesleriyle yetinmeyip seyirci üzerindeki etkisini arttırmak
için ses efektlerini bilen, son teknoloji sistemleriyle veren sinema endüstrisi, ikinci dünya
savaşının başladığı yıllara kadar filmlerini sessiz çekmek zorundaydı. Çünkü filmleri sesli
olarak çekme teknolojisinden yoksundu. Sinema filmlerini sesli olarak çekme konusunda en
önemli adımları Thomas Edison’ın firması attı. Ancak onlar da yaptıkları işin önemini
kavrayamamış, sesli film çekmeyi geçeci bir heves olarak görmüşlerdi.
Sessiz sinema döneminde yazılan film senaryolarında, oyuncuların diyalogları fazla
önem göstermiyordu; çünkü film gösterimi sırasında projeksiyon makinesinden çıkan sesin
dışında hiçbir ses yoktu. Bu yüzden oyuncular anlaşılır olmak için, daha ziyade mimik ve
beden dillerini kullanıyorlardı. Ancak çok gerektiği durumlarda sahneler arasına diyalog
sahneleri eklenerek seyirciye gerekli açıklama yapılmaya çalışılıyordu.
Filmde diyalog ve diğer ses unsurlarının olmaması, anlaşılır olmak adına hem
senaristin, hem de oyuncunun işini zorlaştırıyor; abartılı oyunculuk ve sahnelerin çekimine
zemin hazırlıyordu. Ancak ilginçtir ki, sesli film çekimlerinin başlamasıyla da bazı sanatçılar
gerçek sesleriyle izleyiciye hitap edince şöhretlerini yitirmişlerdir.
Görsel 2: Charlie Chaplin "Yumurcak" filminin bir sahnesinde
Sesli Sinema Döneminde Senaryo
Sessiz sinema, kendi başına bir sanat, kendine özgü kuralları olan, belli ilkelere
dayanan bir anlatım olmuştu ki, birdenbire ortaya ses öğesi çıktı. Ses öğesinin sinemada her
şeyden önce sözlendirme için kullanılacağı, filmlere ara yazılar konulmaya başlandığından
beri anlaşılmıştı. İlk sessiz filmlerde ara yazı yoktu; daha sonraları bir çekimden öbürüne
geçerken zaman bakımından ilerlemeyi göstermek, bulunulan yeri belirtmek, kişilerin
kimliğini ortaya koymak için ara yazılar kullanılmaya başlandı. Giderek bunlar yerini
''konuşma”yı gösteren yazılara bıraktı. 1920 yıllarına doğru senaryonun gelişmesi, görüntüler
kadar ara yazılar, çekimler arasında açık kapatmak ihtiyacını duyan kurgucunun isteğine
göre değil, senaryocunun isteğine göre hazırlanıyordu. Sessiz sinemanın son birkaç yılı
içinde ''konuşma''yla ilgili sözler o kadar önem kazandı ki, herhangi bir oyuncu ağzını açıp
söz söylemeye başlarken çekimi kesip bir arayazıyla bu sözü vermek alışkanlık hâline geldi.
Sinemada sesin, daha doğrusu sözün saltanatı başlamıştı.
Sesli film ortaya birtakım önemli meseleler çıkardı: Sesleri elverişli olmayan sessiz
film çağının birçok önemli ünlü oyuncusu, birden kendilerini endüstrinin dışında
buluverdiler. Yaklaşan iktisadi bunalım, sesli filmin çıkışı sayesinde, sinema endüstrsini bu
sarsıntının dışında bıraktı. Sinemanın büyük ustaları sesli film karşısında kararsızlığa
düştüler. Sesli filmin ilk yılları sanat bakımından oldukça başarısız geçti. Halk sesli filme
büyük ilgi gösterirken, Chaplin, Clair, Pudovkin, Eisenstein, Murnau gibi büyük sanatçılar
sesli filme cephe aldılar. Öbürlerinden ayrı olarak Eisenstein, Pudovkin ve Aleksandrov,
sessiz film çağının artık geçtiğini, ses öğesinin filmde destekleyici bir rol oynayabiliceğini
kabul ediyorlar, fakat bir film sahnesine eklenecek konuşmanın sahnenin bütün değerini,
özellikle bir çekimden öbürüne geçişteki özelliği yok edeceğini öne sürüyorlardı.
[Video Materyali 1: Pudovkin yalnızca senaristliği ile değil, kurguculuğu ile de sinemaya çok önemli ilkeler kazandırmıştır. ]
Sesin filmlere eklenmesi, sinemayı sessiz bir hareketli resimler dizisinden çıkarıp hayatın bire bir kendisine dönüşmesini sağladı. Seslerinin duyulmasıyla gerçek, canlı kişilere dönüşen karakterler, karmaşık ses efektleri ve görsel aksiyonlar sayesinde yapboz tamamlanmış oldu. Sinemaya yepyeni bir boyut getiren ve görüntüyü zenginleştiren ses her ne kadar mümkün olduğunca iyi kullanılmaya ve geliştirilmeye çalışılıyorsa da hakkında daha öğrenilecek çok şey var.
Yazarların, eski sisteme göre uyguladıkları yaratıcılıklarını artık çok daha genişlemiş olan bu yeni sahada sürdürmeleri ve sinema dünyasına yepyeni ufuklar açan, görselliği zenginleştiren sesi görsellikle en mükemmel şekilde birleştirebilicekleri çalışmaları ortaya koymaları gerekiyordu.
Yazarlar, ses eklenmeden önce filmlerde ortaya çıkan eksikliğin başka yollardan giderilmeğe çalışılması sonucu ortaya çıkan ve filmin akıcılığını, doğallığını bozan eksik ve kusurlu ara yazılar yerine yeni alana en uygun şekilde anlamlı ve güzel diyaloglar yazmak zorundalardı.
Senaryonun Evreleri
Taslak Öykü (Sinopsis)
Taslak öykü, tema seçilip konu belirlendikten sonra geliştirerek, yazmaya karar verdiğiniz film öyküsünün en kısa yoldan 1-2 sayfa içinde özetlenmesidir.
Taslak öykü, eserin konusu üzerinde ilgilileri (yapımcı/yönetmen) aydınlatan metindir.
Ticari sinemada ya da televizyonda bir filmin yapılıp yapılmamasına çoğu kez, senaryo taslağı da denilen taslak öykü okunduktan sonra karar verilir. Bu nedenle taslak öykü zaman ekonomisi açıdan önemlidir.
Görsel 3
Taslak öyküyü kısa yazmak önemlidir. Öyküyü bir iki paragrafta ya da bir–iki sayfada anlatabilmek, aynı öyküyü fazla sayfada anlatabilmekten daha zordur. Taslak öykü yazımında dikkat edilecek nokta, ilk aşamada verilen aşırı ayrıntının, sonradan öykünün önünde engel oluşturabileceğidir.
Taslak öykü şu bilgileri kapsar:
İşlenecek tema kesin olarak ortaya çıkar.
Olaylar dizisinin geçtiği zaman ve çevre (mekânlar) belirlenir.
Olaylar dizisini oluşturan ana ve diğer önemli kişiler ortaya konulur. Ana ve diğer kişilerin tanımlaması ilk adımda yaş ve kişiye ilişkin bilgileri içerir.
İkinci adım, taslak yapıyı somutlaştırmaktır; somutlaştırma öyküyü birleştiren, bütünleştiren omurganın biçimlendirilmesiyle olur.
Bu çalışma, daha sonra bir senaryoya dönüşecek olan öykünün gelişimini açıklar.
Taslak öykü, geniş zaman kipiyle yazılır
Bir Sinopsis Örneği:
Görsel 4
Taslak öyküye kısa öykü denilirse, geliştirim, bu kısa öykünün daha ayrıntılı olarak kırk, elli sayfa genişletilip işlenmesiyle elde edilir. Bu evrede, senaryo yazarından, sanat değeri büyük bir uzun öykü ya da roman değil, yalnızca başarılı bir film metni hazırlanması beklenir. Geliştirim bir sinema öyküsüdür, bu nedenle, her şeyden önce sinemanın koşullarına uygun olarak hazırlanması gerekir. Öykü geliştirilirken, sonuçta çekilecek filmin akışı, her görüntüsü bu evrede tasarlanır. Öyküdeki her çekim içeriği ve bunun ayrım içindeki yeri tam olarak belirtilerek tıpkı perdede görüntüleneceği biçimde yazılır. Film öyküsünün çatısı olan öyküleme (dramatik yapı) geliştirim senaryosunda tamamen kurulur. Ortaya çıkan metin, tamamlanan bir filmde yer alacak görüntülerin, sözcüklerle kâğıt üzerinde anlatımı ve bu anlatımın sinemanın gerektirdiği koşullara uygunluğudur. Senaryo yazarı, bu çalışmasını yaparken, sinema özelliği olmayan durumlarda, diğer sanatlar için geçerli olan kurallardan, tekniklerden yararlanır. Geliştirim, aşağı yukarı kendine özgü teknikle yazılan uzun bir öykü olduğuna göre, uzun öykü tekniği ve genel olarak roman / öykü türünün tekniği burada senaryo yazarının işine yarar.
Geliştirimde dikkat edilecek noktalar şunlardır:
Kişilerin özelliklerinin belirtilmesi (kişileştirme),
Çevre özelliklerinin ortaya konulması,
Hareketlerin düzenlenmesi.
Kısaca:
Geliştirimde dramatik yapı belirlenir. Olgular sıralanır. Olayların bağlantıları sağlanır. Konunun gelişme ve çatışma noktaları belli olur.
Kişiler özellikleriyle tanıtılır, kişiler ve onların ortaya koyduğu olaylar irdelenir.
Konuşma örgüsünün (diyalog) en önemlileri yazılır.
Ele alınan öykünün özetteki gibi yalnızca ana hatları değil, ikincil derecedeki gelişmeleri de belli olur.
Her anlatım, her cümle, filmdeki görüntülere uygun olacak biçimde yazılır.
Geniş zaman kipiyle yazılır. Edebî süslemeler yapılmaz.
Tretman Örneği
Görsel 5
[Video materyali 2: Öğrencilerin sinopsis ve tretmanı daha iyi ve kısa sürede anlamaları için bu video kullanılacaktır.]
Ayrımlama Senaryosu
Ayrımlama senaryosu, senaryo yazarının bireysel çalışması bittiği, her şeyin
sonuçlandığı üçüncü aşamadır. Ayrımlama senaryosu, geliştirim evresinde genişletilen
öykünün, birçokşekil öğesinin birleşmesiyle, sinema tekniğine ve gereklerine göre, dış
yapısının (biçim) oluşturularak, çekim senaryosu olmaya hazır metin durumuna
getirilmesidir. Yazarın öngördüğü, belli bir sonuca giden olaylar dizisinin en küçük
ayrıntıları, tüm kişiler, kişilerin kişilik özelliklerini gösteren iç ve dış hareketleri, kişileri
birbirleriyle ilişkileri, konuşma örgüsü ve sesler (doğal sesler/müzik) ile, kısaca her şeyi ile
içerik ortaya konarak, geliştirilen metin ayrımlar (sequence) sahnelere, sahneler de çeşitli
açılardan, çeşitli ölçeklerden, çeşitli kamera hareketleri ile alınacak bir dizi çekimden oluşan
birimlere bölünür.
Çekim Senaryosu
Çekim senaryosu (Shoting Script), senaryo çalışmasının son evresidir. Ayrımlamanın
hazırlanmasından sonra, yazar ile yönetmen ya da yalnızca yönetmen çekim senaryosunu
oluşturmaya başlar. Filme dönüşecek metnin çekilmesine temel olacak tüm bilgiler bu
evrede, çekim senaryosunda yer alır.
Çekim senaryosunun en kısa tanımı: Henüz çekilmeyen filmin, bittiği zaman alacağı
biçimin, önceden en küçük ayrıntılarına dek kâğıt üzerinde belirttiği metindir. Diğer bir
tanıma göre, çekimlere bölünen çevrim için gerekli tüm uygulama açıklamalarını taşıyan,
konuşmaları ve sesle ilgili tüm bilgileri veren senaryo; senaryonun çevrime hazır durumdaki
en son aşaması ve biçimidir.
Çekim senaryosu, geliştirimde genişletilen, ayrımlama evresinde bölüm, ayrım,
sahnelere -ve hatta çekimlere- ayrılan metnin; sinemanın tekniğine göre (değişik kamera
konumları, çeşitli açılardan, ölçeklenen çekimler) düzenlenmesidir.
Biçim özelliği olan çekim senaryosunun değişik sunum biçimleri vardır. Ama
hepsinde ortak olan, görüntülerin içeriği, oyuncuların hareketleri, konuşmaların diğer
seslerin yazılmasıdır. Bunlar arasında da kamera devinim ve çekim ölçeklerinin yer alması
gerekir. Senaryo sayfasında yer alan görsel bildirimler, yönetmeni ilgilendiren tüm bilgileri
kapsar. Bu bilgiler aynı zamanda çekimde görevli olanların, çekim anında yapacakları her
şeyi içerir.
Herhangi bir çekim senaryosuna bakıldığında, önce kimi yatay çizgiler dikkati çeker.
Bu çizgilerin üstünde sırayla bir rakam, bazı yer adları yer alır. Senaryoda görülen her yatay
çizginin üstünde yer alan rakamlar ve yazılar, ilgili olduğu çekimlerle ilgili derli toplu ve
özet bilgileri verir. Özellikle yapım aşamasında hazırlanacak çalışma programı için bu
bilgiler büyük kolaylık sağlar.
Senaryonun Bölümleri
Çekim (Shot)
Çekim, filmi oluşturan dramatik yapının en küçük birimidir. İki noktalama imi
(kesme, zincirleme vb.) arasında kalan görüntü dizisine çekim adı verilir. Diğer bir tanımla,
“çekim” , kameranın hiç ara vermeksizin, durduruluncaya değin, sürekli olarak bir görüntüyü
filme kaydetmesidir. Çekim, bir sahne içindeki belirli kişi ya da nesneye odağın değiştiğini
gösteren bildirimdir. Çekimlerin, kurguyla bir araya getirilmesiyle sahne oluşur.
Sahne (Scene)
Tiyatrodan sinemaya aktarılan sahnenin iki tanımı var. Birincisi, oyun alanına bir
oyuncunun her bir girişi yeni bir sahnenin başlangıcı ve her bir çıkışı o sahnenin sonudur.
Buna “Fransız Sahnesi” denilir. İkincisi olayların gerçekleşeceği yeri (mekânı) ya da dekoru
tanımlar. Bu nedenle tiyatro oyunları; günlük hayattan farklı olay akışı, seçilmiş ve
ayıklanmış olaylar, bölünmüş çeşitli sahneler, değişik ortam ve zamanlardan oluşur.
Sinemada sahne, film içinde, dekorun ve kamera açılarının değiştiği yerlerdeki tamamlanan
bir durumu belirtir. Buna “Çekim Sahnesi” denir. Başka bir deyişle sahne, aynı kişiler ve
aynı dekor (mekân) içinde geçen, sürekli bir olayı gösteren bir ya da daha çok çekimden
oluşan görüntüler dizisidir. Kısaca sahne, aynı kişilerin aynı dekor (mekân) içinde, aynı anda
yer aldıkları çekimler bütünüdür ve tamamlanan bir durumu belirtir.
Sinemada sahne, yazarı
rahatlatan “vurgu” olarak adlandırılır. Sahne ya da vurgunun ölçüsü ne kadar olacak? Belki
20 saniye, belki 4 dakika (iki senaryo sayfası), ama ender olarak, daha uzun da olabilir.
Sahne içinde olay örgüsünü ortaya koyan devinimin, birbirini izleyen çekimler boyunca
uyumlu olması gerekir. Öyle ki, olay / olgu, gerçek hayatdaki olgusal bir zaman akış içinde
anlatılır.
Tüm senaryo aşamaları, daktilo ya da bilgisayarla yazılır. Sayfa üzerinde gördüğünüz,
ayrımlama senaryosunun olamazsa olmaz biçimsel öğeleri nelerdir, nasıl, ne zaman kullanılır
ve nasıl gösterilir? Şimdi, sırayla bu öğeleri görelim:
Sahne başlığı
Görsel anlatım (oyuncu hareketleri)
Kişi adı
Ayraç
Konuşma örgüsü (diyalog); ikili konuşma örgüsü (ikili diyalog)
Genişleme
Çekim
Geçişler
Ayrım (Sequence)
Bölümler içinde yer alan ayrım, öykülemeyi (dramatik yapı) oluşturan, olayın içinde
gelişip sonuçlandığı kendi içinde bir bütünlüğü olan sahneler dizisidir. Ayrım tek ya da
değişik yerlerde geçebilir. Örneğin, dış sahne ile başlayıp iç sahne ile sürebilir. Olağan
uzunluktaki filmde ortalama 25-30 ayrım bulunur. Kesinlikle sessiz ve durgun olmayan
ayrımlar, tıpkı teleferiklerin yükseğe tırmanmalarını sağlayan dişli çarklar gibi, hareketleri
ileri taşır.
Bölüm (Part)
Bölüm, öykünün dramatik gelişiminin başı ve sonu olan bölümlerin birleşmesiyle
öykünün tümü ortaya çıkar. Olağan uzunluktaki (90 dakika) bir filmde ortalama 7-8 bölüm
bulunur. Filmdeki her bir bölüm, bir romanın, bir tiyatro oyununun bir bölümüne
(perdesine) eşdeğerdir.
UYGULAMA
Uygulamanın devamında öğrencilerin yazma algılarının gelişmesi adına "Sinopsis" yazmaları istenir.
(Anlatımın ardından kalan ders saati yeterliyse dersin içinde yazmaları, eğer yetersizse evde yazıp getirmeleri istenir.)
SON TEST
Aşağıdaki cümleleri doğru veya yanlış olarak değerlendiriniz.
1. Bir sinema filminin çekimi için yazılı bir senaryo metninin gereği yoktur.
2. Edebiyat alanında kendini yetiştirmiş kişilerin yazdıkları senaryoların başarı oranları
oldukça yüksektir.
3. Sesli filmler, ilk yıllarında, geçici bir heves olarak görülmüşlerdir.
4. Sesli filmlerin ortaya çıkışı, sesleri elverişli olmayan birçok şöhretin yok oluşuna
zemin hazırlamıştır.
5. Taslak öykü (sinopsis) film öyküsünün ayrıntılı bir anlatımıdır.
6. Senaryoda kişilerin özellikleri geliştirim (tretman) aşamasında gerçekleştirilir.
7. Ayrımlama senaryosu yazarın bireysel çalışmasının bittiği üçüncü aşamadır.
8. Sahne, filmi oluşturan dramatik yapının en küçük birimidir.
9. Ayrımlar (sekanslar) tek bir yerde geçmelidir.
10. Olağan uzunluktaki bir filmde (90 dakika) en az 20 bölüm vardır.
Yorumlar
Yorum Gönder