Ana içeriğe atla

[FİNAL] FOTOĞRAFÇILIK ÜNİTE PLANI

T.C.
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM FAKÜLTESİ
PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI


ÜNİTE PLANI
FOTOĞRAFÇILIK



HAZIRLAYAN
ALİ OSMAN ÖZIŞIK

DANIŞMAN
DOÇ.DR. RASİM BAŞAK


BURSA,2018

ÜNİTE PLANI
Ünitenin Adı :Fotoğrafçılık
İçerik : Fotoğraf makinelerinin tarihi ve fotoğraf makineleri özellikleri ile ilgili bilgiler.
Sınıf : 11. Sınıf
Süre : 32 ders saati
Ön Koşul : Yok.
Hedefler :
1- Fotoğraf makinelerinin tarihçesini öğrenmek.
2- Fotoğraf makinelerinin kullanımını uygun ve eksiksik biçimde yapabilmek.
3- Fotoğraf makinelerine ait ekipmanları öğrenmek.
4- Fotoğraf makinesinin temizlik ve bakımını yapabilmek.
Kazanımlar : 1- Fotoğraf makinesinin tarihçesini ve en önemli fotoğrafçıları öğrenir.
2- Fotoğraf makinesinin kullanımını uygun bir biçimde gerçekleştirir.
3- Fotoğraf makinesinin temizlik ve bakımını doğru olarak yapar.
Amaç ve Gerekçe : Gerekli ortam sağlandığında, fotoğraf makinelerini eksiksiz hazırlayabikmek.
Araç ve Gereç : Fotoğraf çekme özelliği olan her türlü cihaz. (Analog makine, dijital makine, bellek kartı, film, aydınlatma ünitesi vs.)
Diğer Alanlarla İlişkisi ve nedenleri : Resim ile ilişkilidir. Çünkü fotoğrafçılığın kökeni portre çiziminden türemiştir. Portre çizimine uzun uzun harcanan zamanlar yüzünden sosyal bir ihtiyaçtan dolayı fotoğraf bulunmuştur.

FOTOĞRAF MAKİNELERİ

Araştırma Ödevi: (Konuya henüz başlamadan bir hafta önce verilir.) Fotoğraf makinesinden günümüze kadar geçirdiğievreleri   ansiklopedilerden,  müzelerden,   internettenaraştırınız;  bulduğunuzdokümanları düzenleyerek sınıf arkadaşlarınızla paylaşınız.

Fotoğraf  sözcüğünü  1839’da  ilk  kez  Fransız kütüphaneci  Sir  John  Herschel kullanmıştır.  Herschel’in  Latince  “photo”  (ışık)  ve  “graphein”  (yazmak,  çizmek)sözcüklerini  birleştirerek  elde  ettiği  “ışıkla  çizmek”  anlamındaki  “Photographe”  sözcüğü kabul görerek tüm dünyaya yayılmıştır. Fotoğraf  sözcüğünün  bugün  bile  anlamca  değişmemesinin  temel  nedeni  görüntü oluşumu için  ışığın  zorunlu  olmasıdır.Ancak  bir  fotoğrafın  oluşması  için  ışığın  yanındafiziksel,  kimyasal,  optik,mekânik  ve  elektronik  ögeler  de  bulunmalıdır.  Bunların  nelerolduğunu ilgili bölümlerde göreceksiniz.

Fotoğraf Tarihi 
Fotoğraf  çekmek  için  gerekli  araç  gereçlerin  başında  gelen  fotoğraf  makinesinin temeli  olan  karanlık  kutu  (camera  obscura) ilk  kez  10.  yy.da  Arap  bilim  adamı  (optikçi-matematikçi) İbni-l Haysem tarafından güneş tutulmalarını izlemek için kullanılmıştır. Bu karanlık  kutunun  çalışması;  karanlık  bir  odanın  bir  duvarına  iğne  deliği  açıldığında dışarıdaki cismin görüntüsünün karşı duvara ters olarak düşmesi şeklindedir.

Daha sonraki yüzyıllarda 1420'li yıllarda mimar-heykeltıraş ve matematikçi Filippo Brunellechi  aynı  sistemden  yola  çıkıp  büyük  bir  karanlık  oda  içinde  oluşan  görüntünün çizimi  ile  perspektifi  doğru  olarak  kullanma  konusunda  çalışmalar  yaptı.  1550  yılında görüntünün  daha  net  olması  amacıyla  bu  kutuya  optik  takılması  ve  merceklerin geliştirilmesiyle de ilk parlak temiz görüntüler elde edildi. Bu sistem uzun yılar ressamlar tarafından önemli bir yardımcı araç olarak kullanıldı.

Asıl fotoğrafçılık 19.yy.ın başlarında Fransız fizikçi Joseph-Nicephore Niepce ile başlar. Niepce 1826 yılında kimyasal işlemler yoluyla kalıcı görüntü elde eden ilk kişi oldu.1840'da  İngiliz  Willam  Hanry  Fox  Talbot  duyarlı  kağıt  üzerine  görüntü  ve  daha  sonraki banyo  işlemlerini  geliştirdi.  Daguerre  “Daguerrotype”  adını  verdiği  bu  buluş,  fotoğrafmakinesinin  içine  yerleştirilebilen,  ışığa  duyarlı  hâle  getirilmiş  metal  tabakalardan oluşuyordu. Bu tabakalar sayesinde fotoğraf çekimsüresi 8 saatten 3 dakikaya düşmüştü.


 İngiliz  mucit  Frederic  Scott  Archer'in  1851’de  bulduğu  ve  cam  negatiflerin yapılmasına imkân sağlayan kollodyum yöntemi modern fotoğrafçılığın temeli olarak kabul edilir.

1878  yılında Eadweard  Muybridge’in  ünlü  fotoğrafı,  dörtnala  ileri  koşan  bir  atın gerçekte  nasıl  olduğunu  gösterip  hareket  eden  şeyleri  incelemede  insan  gözünün yetersizliğini kanıtladı. Bu fotoğrafın çekilmesiyle sinemanın yolu açılmıştır.

 

 1947 yılı önemli bir senedir. Çünkü Edwin Land, polaroid fotoğraf sistemini geliştirir.Bu sistemin özelliği çekimden kısa bir süre (1 dakika) sonra makineden pozitif fotoğrafın alınmasıydı.

Kolay taşınabilen ilk fotoğraf makinesi üretimine ise 1928 yılında George Eastman Kodak tarafından geçildi. Seri üretim fotoğraf makinesinin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağladı. 1935’te Kodak şirketi ilk renkli film olan Kodakrom’u buldu ve bu tarihten itibaren renkli fotoğrafçılık başladı.Renkli  fotoğrafın  bulunmasından  sonraki  buluşlar  daha  çok  makine  tekniği  üzerine olmuştur.  Büyük  boyutlu mekânik  makineler  giderek  küçülmüş,  işlevleri  arttırılmış  ve elektronik duruma gelmiştir.Günümüzde  ise  dijital  fotoğraf  makinesi  teknolojisi  çok  hızlı  gelişmekte  ve yaygınlaşmaktadır.

Fotoğraf Makinesi Çeşitleri
Büyük boy fotoğraf makineleri
Bu fotoğraf makineleri daha çok stüdyo, mimari ve teknik alanlarda kullanılır ve bu fotoğraf makineleri 18×24 cm ,13×18 cm ,10×15 cm,9×12 cm gibi plaka film ile çalışır. Büyük fotoğraflarda grensiz fotoğraf basımına olanak verdiği için kullanılır. Bu fotoğraf makinelerinin objektiflerinin lüminoziteleri(ışık geçirgenlikleri) düşük olduğundan(1/5,6 ,1/6,3) yumuşak hatlı ve bol detaylı sonuçlar verir.
 Orta boy fotoğraf makineleri
Bu fotoğraf makineleri iç ve dış çekimlerde , stüdyo fotoğrafçalığında yaygın olarak kullanılan fotoğraf makineleridir. Bu makineler 120 roll film diye adlandırılan 4,5×6 cm ,6×6 cm. , 6×9 cm boyutlarında şerit hâlinde film kullanır. Objektif lüminoziteleri genellikle 1/2,8 ,1/3,5 ,1/4,5 ‘dir.
 Küçük boy fotoğraf makineleri
Günümüzde genel olarak kullanılan 35 mm eninde olduğu için 35 mm diye adlandırılan 24×36 mm boyutunda film kullanır. Bu makineların günümüzde yaygın olarak kullanılmasının nedenlerini şöyle sıralayabiliriz; Hafif olması ve kolay taşınabilmesi, filmlerinin diğer filmlere nazaran ucuz olması, çok çeşitli objektif ve filtre seçeneğinin olmasıdır. Tek kusuru ise büyük boy fotoğraflarda fazla gren vermesidir.
 Instamatic fotoğraf makineleri
Fotoğrafçılıktan hiç anlamayan bir kişinin bile kolaylıkla kullanabileceği türden, eski kutu makinelerinin modernleştirilmiş şekli olup fix diyafram ve fix netlikte objektiflere sahiptir ve bu objektifleri değiştirme olanağı yoktur.
 Polaroid fotoğraf makineleri
Bu makineler, amatörlere 15-45 saniyede hazır fotoğraf çıkarır. Paketler içinde makinenin arka şasesine yerleştirilen kart, fotoğraf çekiminin ardından iki silindir arasından geçerek kart içindeki kimyasalla dolu madde patlar ve kart üzerine yaydığı kimyasal sayesinde develope işlemini gerçekleştirir.
 İğne deliği fotoğraf makineleri
Bu fotoğraf makineleri ilk olarak kullanılan fotoğraf makineleri olup bir kara kutunun ön kısmına açılmış olan iğne deliği büyüklüğünde bir delikten geçen ışık, film düzlemi üzerine düşürülerek görüntü elde ediliyordu. Aşağıda günümüzde en yaygın olarak kullanılan fotoğraf makinelerini inceleyelim:

 Kompakt Makineler
Ülkemizde çok yaygın olan bu tip fotoğraf makinelerinin popüler olmalarının başlıca üç nedeni vardır. Birinci neden, küçük, hafif ve kolayca taşınır olmalarıdır. Tatil, hatıra ve aile fotoğrafları için ideal sayılırlar. Yanımızda taşıyabileceğimiz bu tür fotoğraf makineleri sayesinde ilginç olayları anında görüntüleyebiliriz. İkinci neden, kullanılmalarının son derece basit olmasıdır. Genel olarak kompakt makineler için teknik ayarlamalar gerekmemektedir. Modellerinin büyük çoğunluğunda flaş bulunduğundan, iç mekânlarda da kullanılmaları mümkündür. Sonuç olarak hem netlik ayarlı hem de doğru ışık ölçümü ile fotoğraf çekilebilmesi için yapılacak tek şey vizörden bakarak deklanşöre basmaktır. Üçüncü neden ise bu tür cihazların diğerlerine göre oldukça ucuz olmasıdır.



Tek Objektifli Refleks Makineler (SLR -Single Lens Reflex)

Bu tip makinelerde değiştirilebilen objektifler kullanılabilmektedir. Bu sayede geniş mekânların görüntülenebilmesi, çok uzak mesafelerin ya da makro çekimlerin yapılabilmesi mümkün olabilmektedir. Doğrudan müdahale ederek yardımcı yapay ışık veya flaşlardan yararlanarak varılabilecek sonuçlar sınırsızdır. Objektiflere takılabilecek ek optiklerle, filtrelerle, fotoğrafçı sayısız arayış ve deney olanakları bulur.

Refleks makinelerin tartışılmaz avantajlarının başında vizörde görülen konunun filme aynen
 yansıması gelir (TTL). Böylece hem kadrajlamada hem de net ayarında büyük bir avantaj sağlanmış   olur.



SLR makinelerin çalışması
Deklanşöre basılmadan önce diyafram en açık konumdadır. Aynadan yansıyan ve buzlu cam üzerine düşen görüntü bir prizma aracılığı ile vizörden izlenebilir. Çekim yapmadan önce diyaframın en açık konumda bulunması, aydınlık bir görüş ile daha rahat kadraj ve netleme yapmamızı sağlar. Deklanşöre basıldığı anda diyafram, verilmiş olan değere kadar otomatik olarak kısılır, ayna kalkar, perde obtüratör açılır ve görüntü film düzlemine düşer, film pozlanır. Obtüratör  tekrar kapanır, ayna iner ve diyafram tekrar en açık konumuna geri döner. Çoğunlukla 35 mm formatlı film kullanılır. Orta formatlı (6×7) olanları da vardır.

1.2.3. Digital Fotoğraf Makineleri ( EVF (Electronic Viewfinder – Elektronik Bakaçlı), ZLR (Zoom Lens Reflex), DSLR (Dijital Single Lens Refleks) ve Orta Format)
SLR ve ayrı bakaçlı modelleri bulunan dijital fotoğraf makinelerinin, kimyasal film kullanan makinelerden en önemli farkı, görüntüyü kaydetmek için film yerine sensör (algılayıcı) adı verilen manyetik bir ortam kullanmasıdır. Geleneksel makinelerde bulunan kimyasal film yerine, CCD ya da CMOS olarak adlandırılan görüntü algılayıcılar ve bir de manyetik saklama ortamı bulunur. Bunun dışındaki her şey (optik düzenek, vizör, diyafram,
obtüratör, vb.) film kullanan makinelerle aynıdır. Oluşturulan görüntünün anında görülebilmesi, kısa sürede basılabilmesi ve çok kısa sürede uzak mekânlardaki bilgisayarlara iletilebilmesi gibi olumlu özellikleri nedeniyle son yıllarda en çok tercih edilen fotoğraf makineleridir. Standart boyutta bir film kullanma zorunluluğu olmadığından, yani çok farklı boyutlarda algılayıcılar üretilebildiği için farklı boyutlarda ve farklı tasarımlarda dijital fotoğraf makineleri üretilebilmektedir. Dijital fotoğraf makineleri kendi içinde gruplarsak;

EVF (electronic viewfinder – elektronik bakaçlı) makineler
Bu makinelerin gerçek optik bir bakacı olmayıp sadece fotoğraf makinesinin arkasındaki elektronik ekranda görüntünün göründüğü makinelerdir. Bazı makinelerin optik bir bakacı varsa da bu ilkel bir bakaçtır ve çekeceğiniz fotoğrafın tahmini bir görüntüsünü size optik olarak verirler, asıl amaçları çekeceğiniz hedefi size ortalatmaktır.
 Bunlar filmli makinelerde basçek-şipşak makinelere denk gelir. Kompakt denilen tüm makineler bu sınıfa girer. Küçük-orta-büyük diye de sınıflandırılabilir. Küçükleri bas-çek sınıfına girer (Point and shoot). 

ZLR (zoom lens reflex) makineler
Bu makinelerin SLR’den tek farkları objektiflerinin değiştirilemez olmasıdır, ZLR’lerin bir kısmıda EVF makinelerdir. Üstlerinde bir ayna veya SLR’lerde olduğu gibi bir prizma vardır, Fotoğrafçı burada optik olarak çekeceği alanı görebilir, yüksek EVF makine tipi de olabilir, yani bakacı optik gerçek bakaç olmayabilir.

SLR (DSLR) (digital single lens reflex) makineler
En komplike makinelerdir. Takılı olan tek objektifle hem çekilecek alana bakabilme hem de fotoğrafı çekme anlamında SLR kullanılır.

ZLR’lerde ise takılı olan objektif sadece zoom objektif olabilir (sabit odak uzaklıklı değil). Ayrıca bu zoom objektif makineye yapışıktır, çıkartılamaz. SLR’lerde ise zoom veya sabit odak uzaklıklı her tür lensi takıp çıkarabilirsiniz.
Orta format dijital makineler
Bunlar SLR’lerden daha büyük makineler olup arkalarına değişik (back-arka) denilen sensörler takılır.

Bunlarda sensörler çok büyük olduklarından, çok ağır ve çok pahalı profesyonel makinelerdir. Gövdeleri SLR’lerin tüm özelliklerini taşır.
  Büyük Formatlı Makineler
Bir objektif düzlemi ve film düzlemi vardır. Merkezi obtüratörlüdür. Her iki düzlem de bir aks üzerinde ileri geri hareket eder. Kadraj ve netleme film düzlemindeki buzlu cam üzerinde yapılır. Kontrol bittikten sonra film şasesi buzlu camın yerini alacak biçimde film düzlemine yerleştirilir. Özellikle mimari çekimler için idealdir. Fakat taşınması zor ve hantal makinelerdir.


DİYAFRAM VE ENSTANTANE 

DİYAFRAM 
Pozlama için gerekli yeterli miktarda ışığın film yüzeyine düşürülmesini sağlamak üzere objektifin arka iç kısmında konumlandırılan açılıp kapanır metal bir düzeneğin standart değerlerinden birinin belirlenmesine diyafram ayarı denir. Bir nesnenin görüntüsünü istediğiniz biçimde fotoğraflayabilmeniz için konudaki cisimlerin üzerine düşen veya etrafında bulunan ışık miktarına, nesnenin ışığı yansıtma oranına (koyuluk ve açıklık oranına) bakarak makinenize taktığınız filmin duyarlığına ve enstantane ayarınıza uygun bir diyafram ayarı yapmanız gerekir. Yapılan bu ayarlamalara ise pozlama denir.



Önemi
Diyaframın en önemli görevi film üzerine düşecek ışık miktarını ayarlamaktır. Çekilen fotoğrafta görüntü oluşturmak için filme ya da sensör çipine gerekli miktarda ışık düşürmek gerekir. Film üzerine duyarlığından fazla ışık düşerse görüntü açık, az ışık düşerse görüntü koyu çıkar. O hâlde belirli duyarlıktaki filmi az ya da fazla ışıkta kullanabilmek için ışık oranını filmin duyarlığına ve belirlenen enstantane değerine göre denetlenmesi, ayarlanması gerekir. Bu işlemlerden biri enstantane diğeri diyafram ayarıdır. Diyaframın ikinci önemi, fotoğrafta istenilen genişlikte ve darlıkta net alan oluşturmayı sağlayan etkenlerden biri olmasıdır. (Alan derinliği konusunda açıklanacak.) Diyaframın üçüncü önemi ise görüntünün merkezi ile kenarları arasındaki ışık farklılığını eşitlemesidir. Aksi takdirde fotoğrafların orta kısmı çok açık kenarları ise çok koyu çıkar.

İşlevi
Diyaframın işleyişi ve işlevi göz bebeğine (iris) benzer. Gözün tam orta noktasında bulunan ve bakıldığında rahatlıkla görülebilen göz bebeği ortamdaki ışık oranına bağlı olarak büyüyüp küçülen bir yapıya sahiptir.


Fotoğraf makinesi ile gözün karşılaştırılması
Gözü ışıktan korumanın yanında, asıl işlevi, ışık azaldıkça büyüyüp artıkça küçülerek üzerinde görüntü oluşan retinaya gerekli miktarda ışık geçmesini sağlamaktır. Aynı durum diyafram içinde geçerlidir. Diyafram, ışık çok arttığında kısılarak hem filmi fazla ışıktan korur hem de çekilen objenin görünmesini sağlar. Diyafram, fotoğraf makinelerinde objektif taşıyıcısının arka kısmındaki mercekler arasına yerleştirilmiştir.
Birbirine tutturulmuş siyah boyalı metal plakalardan oluşur. Mekanik makine objektiflerinde üzerinde diyafram değerlerinin yazılı olduğu halka çevrildiğinde bu metal plakalar açılıp kapanır. Bu sayılar diyafram açıklık oranını belirtir.


 Dünya genelinde kabul gören İngiliz sisteminde diyafram açıklık değerleri şu şekilde sıralanır:

Uluslararası diyafram birimi “f / stop”tur.

f / 1.1 – 1.2 – 1.4 -1.8 – 2 – 2.8 – 4 – 5.6 – 8 – 11 -16 – 22 – 32 – 45 – 64
Yukarıda sıralanan ana değerler diyafram açıklık oranını ifade eder. Kısaca f / 1.1 en geniş açıklık değeri iken f/64 en dar açıklık değeridir. Ana değerler arasında orantılı bir genişlik darlık ilişkisi vardır. Bir değer bir önceki değerden iki kat dar, bir sonraki değerdense iki kat geniştir. Örneğin, f/ 8 f/5.6’dan iki kat daha dar bir açıklığa f/ 11’den ise iki kat daha geniş açıklığa sahiptir. Rakam küçüldükçe açıklık genişler ve genişleyen açıklıktan daha çok ışık geçer. Objektif üzerindeki diyafram halkasından ayarlanan bu değerler arasında ara değerler bulunmasına rağmen rakamla belirtilmez. Ancak iki değer arasında bir çizgi ya da boşluk ara diyafram değerlerine denk gelir. Elektronik modellerde bu değerler arasında yarım stopluk ara diyafram değerleri de gösterilmektedir.

Art ardına gelen her iki değer arasındaki katlanma bir durak veya bir stop olarak adlandırılır, örneğin, f/ 2 ile f/ 8 arasında dört durak ya da dört stop vardır. Sıralanan değerlerin tümünün bulunduğu bir objektif henüz üretilememiştir. Objektifler türlerine ve kalitelerine bağlı olarak belirli bir aralıktaki değerlerle üretilir, örneğin, f/ 2.8 – 32 aralığın da yedi tam durak vardır. Demek ki bu objektifte veya makinede ancak bu yedi durak (2.8 – 4- 5.6 – 8 – 11 -16 – 22 – 32 ) ayarlanabilir. Bir başka objektifte bu değer aralığı f/1.4 – f/22 olabilir.

Diyafram Ayarları
Diyafram açıklığı sabit olan kompakt makineler hariç tüm makinelerde diyafram ayarı bulunur. Diyafram ayarını eski model makinelerde el pozometresi veya objektif üzerindeki halkayı çevrilerek yapılmalısıdır. Oto focus (otomatik netleme) özelliği olmayan bu makinelerde sayıların karşısında bir ok ya da çizgi bulunur. İstenilen sayı bu çizginin karşısına getirilerek diyafram ayarı yapılır. Elektronik modellerde ise genellikle makinenin sağ üst bölümündeki çekim seçenekleri çarkından diyafram konumu (AV ya da A) seçildikten sonra sağ taraftaki değer ayarlama ibresi çevrilir. Günümüzde üretilen yeni modellerde üç ayrı yolla diyafram ayarlanabilir. Çeşitli simgelerle gösterilen otomatik yaratıcı modlar ile program (P) modu Diyafram öncelikli mod (AV veya A) Manuel mod (M) dur.

Tercihe göre bu ayar istenirse makineyi program veya otomatik moda ayarlayarak istenirse de diyafram tuşuna basılı tutularak değiştirme kadranı belirlenen değere kadar çevirip manuel olarak yapılabilir. Konunun parlak ışık kaynağının önünde kaldığı ters ışık durumunda, Diyafram öncelikli mod (Av/A), diyafram açıklığını kontrol etmek için en iyi yoldur. Diyafram açıklığı değeri seçildiğinde, makine doğru bir pozlama elde etmek için gereken enstantane ayarını otomatik olarak yapar, örneğin diyafram-öncelikli pozlandırma programındayken objektifin f/5,6’ya ayarlandığı ve fotoğraf makinesinin de doğru pozlandırma için 1/125 saniye seçildiği varsayılırsa diyafram ve obtüratör arasındaki ters orantılı ilişkiden ötürü, gerçekte 1/500 sn.’lik bir enstantane isteniyorsa diyaframı f:2.8’e ayarlamak gerekmektedir. Makinenin verdiği diyafram değerine müdahale ederken deneyimden ve aşağıdaki çizelgeden yararlanılabilir.Lenslerin sahip olduğu diyafram değeri bizim diyaframımızı ne oranda açacağımız üzerinde etkilidir.

Lenslerin isimlerinde odak uzaklığının yanı sıra diyafram değerlerini de verilir. Aşağıda fotoğrafı bulunan Sony DT3.5-5.6/18-55 SAM lensini incelediğimizde; buradaki 18 ve 55 mm cinsinden odak uzaklığını gösterirken, onların önündeki 3.5 ve 5.6 da lensin uç odak uzaklıklarında sahip olduğu en geniş diyafram değerini anlatır. Lensi 18mm’de kullanırken kullanabileceğiniz en açık diyafram değeri f/3.5 olacaktır. f/1.8 kullanmanız imkansızdır, ama f/3.5 değerinden daha kısık diyafram değerlerini yani daha büyük f değerlerini kullanabilirsiniz. 55mm odak uzaklığında da kullanabileceğiniz en açık diyafram (en küçük f değeri) f/5.6′dır. Bu lens, odak uzaklığı değişken bir lens olduğu için iki adet diyafram değeri vardır.Diyafram sadece pozlanma süresini değil, netlik derinliğini de etkiler. Bir objektifin elle ya da otomatik olarak odaklandığı noktanın hem önünde ve hem arkasında oldukça keskin netliğe sahip bir bölge bulunur. Bu bölgeye netlik derinliği denir. Net alan derinliğinde diyafram açıklığı daraldıkça netlik derinliği artar. Net alan derinliği çerçeve içindeki her şeyin net olmasını ya da olmamasını sağlar. Diyafram açıldıkça (f sayıları küçüldükçe) netlik derinliği azalır.

ENSTANTANE 
Obtüratör hızı ya da perde hızı olarak da geçebilen enstantane, deklanşör düğmesine (fotoğraf çekmek için bastığımız düğme) bastığımızda optik algılayıcıya ne kadar süre ile ışık düşürüleceğini belirtir. Bu süre algılayıcının kaç saniye pozlanacağını gösterir. Perde, DSLR fotoğraf makinelerinde mekanik iken kompakt makinelerde elektronik olabilmektedir ama her ikisinin yaptığı görev aynıdır. Algılayıcıya ne kadar süre ile ışık düşeceğini belirlerler.

Önemi
Belirlenen diyafram açıklığından geçip obtüratör perdesinin önüne kadar gelen ışığın karanlık bölgedeki film üzerine düşme süresini ayarlayan perdenin hızının, ışık miktarını ayarlama görevi kadar önemli bir görevi daha vardır. Fotoğrafı çekilen objelerin hareketlilik durumlarının fotoğrafta belli olup olmamasını belirler.
Yani hareketli objelerin çekimlerinin hareketli mi veya hareketsiz mi olacağını seçilen enstantane değeri belirler. Bilindiği gibi fotoğraf gerçek hayattaki bir anın dondurulmuş görüntüsüdür. Dondurulan bu an, örtücünün izin verdiği ışıklandırma süresidir.



4 saniyelik enstantaneye sahip alttaki karede saniyenin hareketini 4 kademeli olarak görebiliyorken, 1/25 saniyelik enstantaneye sahip üstteki karede saniye kolunun sabit olduğu görülmektedir.

İşlevi
En basit haliyle obtüratör, filmin (veya dijital sensörün) tam önüne yerleştirilmiş iki perdeden meydana gelir. Pozlamanın başlangıcında ilk perde filmin üstünü açacak şekilde hareket geçer. Pozlamanın sonunda ikinci perde harekete geçerek filmi örter. Pozlamadan sonra film makine içinde ilerletildiğinde her iki perde de ilk konumlarına geri döner. Örtücü perdeler, makinede ayarlanan enstantaneden bağımsız olarak daima aynı hızda hareket eder. Enstantane, yani obtüratör hızı terimi gerçekte birinci ve ikinci perdenin hareketleri arasındaki gecikmeyi anlatır. Hızlı enstantanelerde henüz ilk perde hareketinin sonuna ulaşmadan önce ikinci perde harekete geçer ve film de bu iki perdenin oluşturduğu hareketli bir yarık içinden ışığa maruz kalarak pozlanır. Obtüratörler yapraklı (ayrımlı) ve perde olmak üzere ikiye ayrılır.

 Yapraklı (ayrımlı) örtücü perde
Bu tür örtücüler objektifin arka bölümündeki objektif taşıyıcısının yanında bulunan merceklerin arasında yer alır. Genellikle altı adet metal yapraktan oluşur. Objektifin arka kısmında üzerinde değerlerin yazılı olduğu halka çevrilince örtücünün yaprakları açılır ve verilen süre sonunda kapanır. Hızları genellikle 1 saniye ve 1/500 saniye arasındadır.


Fotoğraf makinesinin arkasında bulunan karanlık bölmenin ön kısmında yer alır. Fotoğraf makinesinin çektiği film büyüklüğünde siyah bez veya metal plakalardan oluşur. Örtücü düğmesine basıldığı anda ilk perde hareket ederek filmin önünü açar. Süre bitiminde ise ikinci perde birincinin üzerine kapanarak ışığın geçişini engeller. Hızları genellikle 1sn. ile 1/4000 sn. arasındadır. Daha çok 35mm’lik makinelerde kullanılmaktadır. Obtüratör perdesini deneme veya bakım yaparken çalıştırdığınızda kesinlikle hiçbir cisimle dokunmayın. Çok çabuk arızalanabilir.

Enstantane (Örtücü) Ayarları
Teknoloji ilerledikçe makineler üzerindeki ayarlanabilir enstantane değerleri deartmaktadır. Şu anda piyasada 1/12000 hızında makineler rahatlıkla bulunabilmektedir. Bu değerler eski ve yeni versiyon makinelerde aşağıdaki şekilde dizilir.T-B-1-2-4-8-15-30-60-125-250-500-1000 (eski tip mekanik makinelerde) buLb (B)30”-15”-8”-4”-2”-1” -2-4-8-15-30-60-125-250-500-1000-2000-4000…(yeni tip otomatik makinelerde)
8000, 6400, 5000, 4000, 3200, 2500, 2000, 1600, 1250, 1000, 800, 640, 500, 400, 320, 250, 200, 160, 125,100, 80, 60, 50, 40, 30, 25, 20, 15, 13, 10, 8, 6, 5, 4, 0″3, 0″4, 0″5, 0″6, 0″8, 1″, 1″3, 1″6, 2″, 2″5, 3″2, 4″, 5″, 6″, 8″, 10″, 13″, 15″, 20″, 25″, 30″31
 Her bir değer, kendinden önceki değerin sağladığından 1/3 durak daha fazla ışık demektir. Mesela 1/4000, 1/8000′in 2 katı ışık sağlar. Ekranda gösterimi kolay olsun diye yukarıdaki değerler şeklinde görülür. ” işareti barındırmayanlar 1/değer saniyedir yani 8000 değeri 1/8000 saniyedir. ” işaretini barındıranları okumanın en kolay yolu ise ” işaretini nokta olarak okumaktır yani 0″5 değeri 0.5 saniye, 8″ değeri de 8 tam saniyedir.


Enstantane değerleri
Bu süreler diyaframda olduğu gibi uluslararası standart değerlerle ifade edilir. Kimilerinin obtüratör hızı, zaman, süre de dediği fotoğraf makinesindeki bu sayılara genellikle “enstantane” denir. Yeni tip fotoğraf makinelerin de kademesiz enstantane değerleri vardır ve bu değerler LCD ekranda görülebilmektedir. Enstantane değerlerinde “T” ve “B” değerleri her makinede bulunmaz. “B”(Bulb) değerinde obtüratör deklanşöre basılı kaldığı müddetçe açık kalır ve filmde pozlanma devam eder. Parmağınızı deklanşörden çektiğinizde perdede kapanır ve pozlanma tamamlanır. “T”(Twin) değerinde ise deklanşöre bir kez basılıp bırakılır ve ikinci kez basılana dek obtüratör açık kalır. İkinci kez bastığınızda pozlanma tamamlanır.
Enstantane ayarı, hareketli ya da durağan konuların net ve keskin detaylı olarak mı yoksa belli bir hareket izlenimi ifade edecek biçimde bulanık olarak mı kaydedileceğini belirler.
Obtüratör açıkken fotoğraf makinesinin hareket etmesiyle oluşabilecek istenmeyen titremelerden kaçınmak için yeterince yüksek bir enstantane hızı kullanılmalıdır. Aksi hâlde netlikle karıştırılan bir bulanıklığa sebep olur. Eğer, makine bir üç ayak üstüne oturtulursa makinenin titreme tehlikesi ortadan kalkacağından, saniyeler süren uzun enstantaneler kullanılabilir. Buna karşın makine elde tutuluyorsa genel kural, hiç değilse objektifin odak
uzaklığına denk bir enstantane seçmektir. Bu kuralın sebeplerinden biri objektiflerin uzunlaştıkça daha ağırlaşması, diğeri ise makinedeki en küçük hareketin objektifin uç noktası uzaklaştıkça daha fazla kaymaya sebep olmasıdır. Enstantane hızı ile odak uzaklığı eşitlemesi için aşağıda çizelgedeki örnekler incelenmelidir.
Genel ilke olarak bir objektifin elde sehpasız kullanılacak en düşük enstantane hızı, o makineye takılı objektifin odak uzunluğu kadardır, örneğin 135 mm’lik objektif elde kullanılmak istenirse enstantane değerinin 1/135 olması gerekir. Bu değer enstantane çarkında yer almadığı için en yakın değer olan 1/125 veya 1/250 çekim yapılmalıdır.

Enstantane-Diyafram İlişkisi
Pozlandırmayı üç etken belirler:
  1. Filmin ışığa olan duyarlılığı ya da “hızı” (ASA/ISO)
  2. Obtüratörün açık kalma süresi (enstantane)
  3. Diyafram açıklığı
Doğru pozlandırmanın elde edilmesi, özellikler fotoğrafçılığa yeni başlayanlar için oldukça zordur. Bu konuda, zaman zaman deneyimli profesyoneller bile hata yapabilir. Öte yandan günümüzün yarı ya da tam otomatik pozlandırma programlı fotoğraf makineleri diyafram ve enstantaneyi otomatik olarak ayarlar ve genellikle iyi sonuç verir ancak pozometrelerin yanılması, net alan derinliği ve cismin hızının istenilen oranda saptanması gibi nedenlerle etkin bir görüntü elde edebilmesi için elle (manuel olarak) poz ayarı  yapılabilen, diyafram ve enstantane öncelikli pozlandırma programı olan bir makine tercih edilmelidir.


ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME




 

Boşluk Doldurma'nın Cevap Anahtarı




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Senaryonun Temel Ögeleri

T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI ÜNİTE PLANI SENARYONUN TEMEL ÖGELERİ HAZIRLAYAN ALİ OSMAN ÖZIŞIK DANIŞMAN DOÇ.DR. RASİM BAŞAK BURSA,2018 ÜNİTE PLANI Ünitenin Adı : Senaryonun Temel Ögeleri İçerik : Senaryo yazımı ile ilgili temel bilgiler. Sınıf : 12. Sınıf Süre : 24 ders saati Ön Koşul : Yok. Hedefler : 1- Senaryonun ve senaryo yazarının temel özelliklerini öğrenmek. 2- Senaryonun kavramını, senaryonun evrelerini ve senaryonun bölümlerini analiz etmek. 3- Senaryonun temel ögelerini incelemek. 4- İyi bir senaryo yazarı olabilmenin koşullarını incelemek. 5- Senaryonun kullanım alanları ve farklı türde senaryoların özelliklerini karşılaştırmak. Kazanımlar : 1-Senaryo kavramını, senaryonun evrelerini ve senaryonun bölümlerini analiz eder. 2- İyi bir senaryo yazarı olmanın koşullarını inceler. 3- Senaryonun kullanım alanları ile farklı türde senaryoların özelliklerini karşılaştırabilir. Amaç ve Gerekçe

Türk Sineması

T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMI ÜNİTE PLANI TÜRK SİNEMASI DERS SİNEMA TARİHİ  HAZIRLAYAN ALİ OSMAN ÖZIŞIK DANIŞMAN DOÇ. DR. RASİM BAŞAK Bursa, 2018 ÜNİTE PLANI Ünitenin Adı : Türk Sineması İçerik : Türk sinemasının doğuşu ve gelişimi. Sınıf : 12. Sınıf Süre : 24 ders saati Ön Koşul : Sinemanın doğuşu, Amerikan sineması, Avrupa sineması ve diğer ülke sineması modüllerini almış olmak. Hedefler : 1- Bilişsel açıdan öğrencilerin Türk sinemasının aşamalarını kavraması. 2- Sanat tarihsel açıdan Türk sinemasındaki önemli akımları öğrenmek. 3- Yeşilçam sinemasının temel özelliklerini öğrenmek. 4- Türk sinemasındaki başlıca yönetmenleri öğrenmek. 5- Türk sinemasının önemli oyuncularını öğrenmek. 6- Muhsin Ertuğrul sinemasını öğrenmek. Kazanımlar : 1- Öğrenci Türk sinemasının doğuşu ve tiyatrocular dönemi sinemasının temel özelliklerini analiz eder. 2- Öğrenci 1960'larda ve sonrasında Türk sin

[FİNAL] FOTOĞRAFÇILIK KAVRAM HARİTASI

Büyütmek için fotoğrafın üstüne tıklayın.